Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Webtoon

🎼 Gerçekliğimi de yitirmek üzereyim. Hayal kahramanı da değilim. Hiç bi süper gücüm yok. Hiç öyle yetiştirilmedim. En büyük yeteneğim, tek elle bisiklet sürmek. Onu da unuttum şimdilerde. Binersem düşerim. Kahramanlık vasıfları barındırmadım hiç. Öyle sıradan, tekdüze, iki lafın belini kırmalık hayatım var. Hiç olmadığım kadar boşluktayım belki. Arafta. Arada? Holde? Mutfakta? Burasıysa gerçek yaşamla ne kadar ilintili, kavrayamıyorum. Bu izlediğim Kore dizisi ne çok aklımı karıştırdı durup dururken. Hâlbuki çubukla nooddle yemeye çalışmaktan ibaretti benim uzakdoğu sevgim. W: Two Worlds Neden şimdi, aslında yok muyum diye düşünüyorum. Tüm bu her şey bir yanılsama mı? Rüya mı yoksa.  Birinin çizdiği webtoon muyuz belki? Anime? Karikatür? Çizgi roman? Güzel parmakların yazdığı bi roman mıyız? Bir şiir. Hangi kurşunun izleriyiz. Mürekkebin.? -Paralel evrendeyiz, birbirine paralel iki evren. Nasıl mümkün sahi. Onca paralel durmuş da insan, görememiş birbirini. Kaç kişiye paralel duru...

İstasyon

Gırgır Ali'nin Çarşaf'ı vardı bildiniz mi? Gırgır Ali'yi bilmelisiniz. 1977, Şerif Gören filmi. -İstasyon. Adına şiir yazılacak film. Gırgır Ali işte Cüneyt Arkın. İstasyon evet en sevdiğim film olabilir şu an karar verdim. Çarşaf da Ali'nin köpeği. Dostu, en yakını. Hikâye şöyle. Gırgır Ali namussuz, eşkıya, ırz düşmanı, Yasemin'i kaçıracak, anlaşma bu, kiralık. Metre başınana da para alacak haydutlardan, kaçırdığı kadının boyunun metresi. Kadın Yasemin. Kaçırmasını isterler, Gırgır Ali'den Yasemin'i. Yasemin biraz şımarık. Zengin şarkıcı. Önce bi afallar. Sonra onları izlemeye doyamayız o evin içinde. Gırgır Ali’ye  aşık olur Yasemin malum, Stokholm sendromu. La Casa De Papel dizisinde de olmuştu ya, kadının adı Stokholm kaldı. Stokholm malum, İsveç'in başkenti. Sendromu malum, rehin tutulan kadının banka soyguncusuna aşık olması durumu. İşte Yasemin de Gırgır Ali'ye öyle aşık. Gitmeli mi gitmemeli mi. Gerçek ne tam olarak, yaşadığı mı Gırgır Ali m...

Gandalf

Bir kuş gelmişti evin camına. Şubat 1999. -Yeşil. Kim bilir kimindi, nasıl kaçtı. Neyse sonuçla ilgileniyoruz. Aldık sevdik. Adı da Yeşil oldu. Öyle düz bir aileyiz biz, böyle şeyler üzerine kafa yormayız. Ertesi gün Barış Manço öldü. İlk defa ağladım. Yedi mi, sekiz mi yaşım. Sonra Ağustos geldi. Çok çabuktu. Deprem oldu. 1999 Gölcük depremi. Bu hayatta artık beni her şeyin beni üzebileceğini daha henüz öğrenmemişken, öğretmenin kafalarda cetvelle bit araması ve Ece'de bit bulması da çok üzmüştü, 1998. Ceviz çalarken en sevdiğim bahçevanımı yırtmıştım ve yatağın altına saklamıştım, annem onu bulup neden yırttığımı sormadı hiç, 2001. Hiç kırmızı ayakkabım olmadı, rugan. Kırmızıdan nefret ederim ben, 2002. Hiç flüt çalamadım, 2003, ney hocası bana parmakların küçük dedi 2011. Lisede düzenli olarak Barış Manço dinledim, 2007.  Kuşumuz depremden hemen sonra öldü,1999. Hiç kuş beslemedim ama kedilerimiz var 2018. Annemlerin yeni bir kuşu var artık, 2017. İstikrarlılar. Adı Beyaz. Evet ...