Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Magda Szabó

Aslında Magda Szabó'yla tanışmam, bloga onunla ilgili bi şeyler yazma istediğimden, yani şu andan üç yıl kadar önceydi, beni şu an tekrar Magda Szabó'dan bahsettiren şeyse, İza'nın Şarkısı ve Kapı kitaplarının filmleri de olduğunu yeni öğrenmem. ✨ Durun baştan başlıyorum.  Kimdir Magda Szabó ? hemen kısa biyografi. 1917 yılında Macaristan'da doğdu. Çağdaş Macar edebiyatının önde gelen kadın romancılarından, hatta Kapı adlı romanı Fransa’nın saygın ödüllerinden olan 2003 Prix Femina Etranger ödülünü aldı. Benim ilk okuduğum romanı İza'nın Şarkısı olmuştu. Sonra zaten dilini çok beğenip Kapı'yı da almıştım. Kapı 1959’da “Atilla Jozsef” ve 1978 yılında “Lajos Kossuth” ödülünü kazandı. Yarı otobiyografik unsurlar taşıdığı söylenen Kapı, beni çok etkilemişti. Hatta o kadar ki, Emerenc'i asla unutamadım.  Yazar, Macar kültürüyle o İletişememe çaresizliğini, evet tam anlamıyla İletişememe çaresizliği diye nitelendirebilirim, öyle iç içe geçirmiş ki okurken tam anla...

sağlam kroşe

ölüp gitmekle ilgili sorunlar mevcut süreğen. akış rutin, üstelik hızlı. asırlardır kabul edilmiyor, bunun farkındayız, ölümsüzlüğün peşinden az koşulmadı. ne çare fakat ölünüyor. e ölünsün bunun nesi kötü. tezahürü güzel diye katlanılan bu simülasyondan daha iyidir hem belki, boyut değişimi, öyle ya da böyle, farklı bi delik, alan; her ne olacaksa, bunun nesi korkutucu diyebilir miyiz belki de fantastik, büyülü evet diyebiliriz belki alengirli. geride kalanlar düşünecek artık burasının bokunu püsürünü, gidenin zamanı bitti, gidene ne ki, hatırlamıyor/görmüyor burada o gittikten sonra olanları, üzülecek ne varmış, kim gelmiş cenazeme, kaç gün ağlamışlar, kaçıncı gün belki akıllarına geldim, sonra ne zaman unutuldum. gittim çünkü bitti benim hikâyem buraya kadardı, buydu en son görünen kısmım.son tezahür.gerisi beni ne ilgilendirir, ki ilgilendirir mi ayrıca, bedenim bana ait değil artık. Bedenim artık anakronik bir sorun. Çürümesi kokması hastalık yayması muhtemel enkaz. çüreğen. gidil...

Kendine Ait Bir Oda

"Para kazanın. Kendinize ait bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın KADINLAR." Para kazanılıyor, zannediyorum bunu aştık. Fakat kazanıldığıda güç bela oluşturulmuş bir odaya ayıracak vakti 21. yüzyılda bulamıyoruz sevgili Virginia; çalışmazsak vakit bol da, parasız o odayı yapamıyoruz; çalışmazsak bize bakan yok hayır tren miyiz zaten bize neden bakılsın; zengin baba ve zengin koca faktörleri malumun bilirsin, hayatını finanse edenler hayatın üzerinde tahakküm kurabileceğini düşündüğünden, histerik unsurlar barındırır. Bizler işte tam da böyle bir paradoksun içerisinde debelenirken, sen 1882'de doğup, 1941'de ceplerine taşlar doldurarak kendini Ouse nehrine atıp yaşamını sonlandırdın. Ve arkanda eşine; "Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şey...

Gotik Mimari

Sanat Tarihi ile ilgili olan notlarımdan derlediğim Gotik Mimariye ilişkin olan arşivim . Orta Çağ Avrupa sanatının en önemli üsluplarından biri olan Gotik üslup, ilk kez 12. yüzyılın 2. yarısında, siyasal değişimlerin ve ulusal devlet bilincinin yaşandığı Fransa'da ortaya çıkmış ve buradan yayılarak 15. yüzyıla kadar tüm Avrupada etkisini göstermiştir. Fransa ve Avrupa'da, bu üsluptaki eserlere Opus francigenum- Fransız işi denilmiştir. İtalyan hümanistleri 15. yüzyıldan sonra bu tarz işleri beğenmeyip Barbar Sanatı diye nitelendirmiş ve istilacı kavimler olan Gotları hatırlatacak biçimde Gotik kelimesi ile adlandırmaya başlamışlardır. Gotik, gerçekte bir mimarlık üslubudur. Romanesk Dönemde temelleri atılan Gotik üslupta, bilinçli olarak Romanesk üslubun özellikleri bir araya getirilmiş ve Orta Çağ kentlerinin katedralleri Gotik üslupta inşa edilmiştir. Saint Denis Katedrali - Kraliyet Mezarları, Fransa (1135-1144) Basilica of Saint-Denis Bu çağda katedral, düşünce ve sa...

Tuğla Kafa

Pink Floyd'un bu şarkısına ben yetişemedim. Grubun 1979'da çıkan The Wall albümünden bir şarkı " Another Brick in the Wall "  Sözleri; We don’t need no education (Hiçbir eğitime ihtiyacımız yok.) We dont need no thought control  (Fikirlerimizin denetlenmesine ihtiyacımız yok) No dark sarcasm in the classroom   (Sınıfta aşağılamaya son.!) Teachers leave them kids alone (Öğretmenler, çocukları rahat bırakın.!) Hey! teachers! leave them kids alone! (Hey Öğretmen çocukları rahat bırak.!) All in all it’s just another brick in the wall. (Sonuçta sadece duvardaki başka bir tuğla o.) All in all you’re just another brick in the wall. (Sonuçta duvardaki başka bir tuğlasın sen.) Klibi de izlerseniz daha rayına oturur. - Susturamıyorum bu şarkıyı içimde ben yıllardır. -anlatamıyorum da fakat şairin dediği. ... Ne bu eğitim? Literatürde "belli bir bilim dalında, belli bir konuda bilgi ve beceri kazandırma, yetiştirme ve geliştirme işi." olarak tanımlanır. Bunu sağlayan...