Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rhythm 0 & Dogville

Dogville'i izlediğimden beri kafamda cereyan eden görüntü "Rhythm 0" Rhythm 0, Marina Abramoviç'in 1974'de sergilediği performans sanatı. - Marina Abramoviç? Abramoviç bence çok ilginç bir sanatçı. Kendisini tanıdığımdan beri kafamda onunla ilgili gezinen düşünceler hep oraya buraya çarpıp zihinimi darmadağın eden düşünceler. 1946'da Belgrad'ta doğan Sırp asıllı sanatçı Abramoviç , literatürde performans sanatçısı olarak anılıyor. Çağdaş sanatın öncülerinden biri olan Abramoviç'in , kendisinin de tanımıyla "acı verici duyguları ... çok acıttığı için bir kutuya koyduğumuz her türlü çocukluk deneyimini"  bedenini ve zihin gücünü de katarak izleyicilerin de dahil olduğu çeşitli provokatif performanslarla birleştirip sergilediği işleri oldu yıllar içinde. Bir röportajından aldığım bu sözleri onu daha da ilginç yapıyor benim için. Çünkü insanı çocuk prototipi üzerinden okumayı ben de seviyorum.  Çocukluğun o uçsuz bucaksız keşfetme güdüsü elbet...

Joachim Trier, Reprise

. Lars von Trier'le bile yakın zamanda tanışmış biri için çok iddialı Joachim Trier başlığı atıp onun sinemasından bahsetmeye çalışmak. Hele bir de İskandinav sinemasının  varoluşsal kaygılarını çok yeni keşfetmiş, eh niye bu kadar geç kalmış, yönetmenlerle falan da işi olmayıp, sanatın sinema kısmınıysa sadece iyi film kovalamakla sınırlandırmış biriyseniz. N'apalım, her şey birbiriyle çok ilintili. Hele de bazı filmler iyi bir roman okumaktan beterse kayıtsız kalamıyorsunuz.  Ama niye geç? Herkes pandemide türlü tuhaf hobiler edinerek işlerine iş, aşlarına aş katıp üstüne bir de izlenmedik film, okunmadık roman, araştırılmadık öğreti bırakmayıp her şeylerin diplerine vururlarken, biz de ne yapalım pandemiden sonra Mubi'ye üye olduk. Daha yaşayacağımız varmış. Bilmeyenleriniz için Mubi'den  bahsedecek olursam biraz malumunuz film izlemek için var edilmiş bir site. Hatta siteyi oluşturanlar "Her güne bir film öneren arkadaşınız biz" sloganıyla fikrin hikâye...

Tartarus*

Tartarus / Buzdokuz Dergi Temmuz-Ağustos 2023  *Yunan mitolojisinde sonsuzluğa kadar giden bir yeraltı yeri ve yerin tanrısı 

Mori

• Döneli yüz altmış beş gün kadar olmuş. (nereden döneli? - iç bir şekilse ve O ile gösterilirse bana düşmez bunun kaygısı - nereye ? - yokbunanlatamıyorum - keşke öbür tarafa italik de olabilseydi yazılar . Bu beş buçuk ayda bir kaç kere evden çıktım. Çıkmak, eylemenin ilk koşulu. - eylemek konusunda yetersiziz - Bu bir kaç kerenin ikisi oy kullanmak içindi. - bazı bir takım politik tutumlarımız ve politik tutumlarımızla dünyanın güzelleşebileceği ihitimaline olan inancımız- ??  Diğerleri ekseriyetle bir yerlerde yemek yemek ya da kütüphanelerde bir şeyler - belamı - aramak üzerine gerçekleşmiş olabilir. Dondurma yemeye bile çıkmış olabilirim. ( Dışarıya çıkma sebeplerim hiç bürokratik ve insancıl olmaz.) Dışarıya çıkmanın çünkü oturup düşünecek bir yer bulana kadar boşlukta salınmak olduğunu düşünüyorum. Hani mikroskopla bakılan şeyin kımıl kımıl olması hali; başına buyruk ama gözetlenen, kimsesiz ama sınırları olan, soyut ama düşük bütçeli...  bunu uzatabilirim ama niye ya...

J'aime

• koreliler bir gün çubuk kullanmayı bırakacak diye korkuyorum.pembe çiçek açmayacak diye ağaçlar-aynılaştık-güneş vurmayacak diye köşelere.-aynılaştık-.futbol sahası kadar yeşil çimlerin sokaklarda olmayışına üzülüyorum.dünyayı leblebi sanışımıza.ya yağmur yağmazsa bi daha.ya yağar da hiç durmazsa.karşıdan karşıya geçerken ortada kalırsam.bi tır çarparsa bana ve tırcının playlistinde olmazsa ya J'aime.yürürken yüzüme seçim afişi yapışırsa.ya pusulayı üst üste katlarsam da iki c.başkanı seçersem.ya ayakkabımı çalarlarsa camiden.denizden çok korkuyorum ama denizsiz kalmak da ödümü koparıyor.ya kör olursam.-kendimi büyütüyorum-beynim fraksiyonlara bölünürse.-kendimi büyütüyorum-rüyada mamut görmenin anlamı var.- iyi yerlere geleceğimize işaret.-iyi yer bi dizi adı./kandırıldılar/ koreliler bi daha markete gitmezse ya dizilerinde.bizim dizilerde hiç market sahnesi yok.olsun.*J'aime

kendinden bi parça say/a/mıyor

Şu günbatımını izledim geçen gün kırk dakika sahilde durup. Kendimi şanslı azınlıkta hissettim. Güneş dans etti çünkü. Kulaklığım vardı. Uzak gözlüğüm de yanımdaydı ve bu çok nadir olur, yani istediğim şeylerin gerçekleşmesi. Uzağa baktım doyasıya, her şey çok netti. Keşke insan da net olsaydı /mı/ bu kadar. Fakat insan "kendi" olduğunda çok kabul görmüyor. Kabul görülmek istiyor mu gerçi onu da bilmiyorum. -İsteniyor mu bu?- Kabul edilmek? -kendiliğinden oluyorduysa olmuyor mu bu eylem. Kabul çünkü yükü ağır bir kelime. "Benimsemek" sözlükte karşılığı. Benimseme, "kendinden bir parça sayma." -Birisinin sizi, sizin bir başkasını kendinizden bir parça saymanız. Bu biraz şey değil mi -yük? -yük/yığın, üzere alınan şey. Dünya deliğinde zor bi' eylem. Ama düşününce, insan bile kendine yükken, kendi parçaları dahi birbiriyle uyuşmuyorken, ne bileyim, huyları, beğendikleri, sevdiği şeyler, uğraşıları, hobileri, fobileri -tatlı tercihleri bile- an be an değiş...