Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kendini de birlikte götürmüş 🎧

• "Sokrates'e birinin yolculuklarla hemen hemen hiç değişmediğini söylemişler. "Eminim ki, kendini de birlikte götürmüştür" diye yanıtlamış Sokrates."¹ Yoksa madem hepimize bu cihanda bir yer, olmayan o yerde buluşacağızdır gibi, nereye kadar gideceğiz ya da duracağız çünkü yo lun sonunda bir yerde mutlaka toplanacağızdır. Ama değil mi ki oraya da aidiyet hissedemeyiz oradan da gidesimiz gelir orayı da kalabalık yaptık çünkü, orası da bir yer'leşti, resmiyet kazandı. Olur bu. Hep oldu. Buna direnmeyelim elbirliği edelim tamam kabul ama cihansız olup bir yerde de buluşmayalım lütfen. Kendilerimizi geride bırakabilir miyiz? Bu böyle herkesin kendine ait müstakil cihansızlığı olarak devam etse olmaz mı? Tamam kendini cihansız hissedenler güruhu olarak varlığınızın saptanmış olmasına hayır hiç asla lafım yok fakat sayınızın artmasından bir miktar rahatsızlık duyuyor olmam cihansızlığımı benciliyorsa, rahatsızım, müstakil cihansız olayım istiyorum, cihansızlıkla
En son yayınlar

Rhythm 0 & Dogville

Dogville'i izlediğimden beri kafamda cereyan eden görüntü "Rhythm 0" Rhythm 0, Marina Abramoviç'in 1974'de sergilediği performans sanatı. - Marina Abramoviç? Abramoviç bence çok ilginç bir sanatçı. Kendisini tanıdığımdan beri kafamda onunla ilgili gezinen düşünceler hep oraya buraya çarpıp zihinimi darmadağın eden düşünceler. 1946'da Belgrad'ta doğan Sırp asıllı sanatçı Abramoviç , literatürde performans sanatçısı olarak anılıyor. Çağdaş sanatın öncülerinden biri olan Abramoviç'in , kendisinin de tanımıyla "acı verici duyguları ... çok acıttığı için bir kutuya koyduğumuz her türlü çocukluk deneyimini"  bedenini ve zihin gücünü de katarak izleyicilerin de dahil olduğu çeşitli provokatif performanslarla birleştirip sergilediği işleri oldu yıllar içinde. Bir röportajından aldığım bu sözleri onu daha da ilginç yapıyor benim için. Çünkü insanı çocuk prototipi üzerinden okumayı ben de seviyorum.  Çocukluğun o uçsuz bucaksız keşfetme güdüsü elbet

Joachim Trier, Reprise

. Lars von Trier'le bile yakın zamanda tanışmış biri için çok iddialı Joachim Trier başlığı atıp onun sinemasından bahsetmeye çalışmak. Hele bir de İskandinav sinemasının  varoluşsal kaygılarını çok yeni keşfetmiş, eh niye bu kadar geç kalmış, yönetmenlerle falan da işi olmayıp, sanatın sinema kısmınıysa sadece iyi film kovalamakla sınırlandırmış biriyseniz. N'apalım, her şey birbiriyle çok ilintili. Hele de bazı filmler iyi bir roman okumaktan beterse kayıtsız kalamıyorsunuz.  Ama niye geç? Herkes pandemide türlü tuhaf hobiler edinerek işlerine iş, aşlarına aş katıp üstüne bir de izlenmedik film, okunmadık roman, araştırılmadık öğreti bırakmayıp her şeylerin diplerine vururlarken, biz de ne yapalım pandemiden sonra Mubi'ye üye olduk. Daha yaşayacağımız varmış. Bilmeyenleriniz için Mubi'den  bahsedecek olursam biraz malumunuz film izlemek için var edilmiş bir site. Hatta siteyi oluşturanlar "Her güne bir film öneren arkadaşınız biz" sloganıyla fikrin hikâye

Atölye Günlükleri

• -devrim nasıl yapılır memento mori- Zincirlerini kır deyince de bne. Kant, aklın kullanılmasının yanında geliştirilmesini de istiyor. İnsanın " olgunlaşmamışlığından " kurtulması gerekmiş. - ‘Sapere aude’ (Bilmeye cesaret et.) - Kabloyla birbirine bağlı iki ev arkadaşı vardı Put Şeyler'e filminde. Kabloyla birbirine bağlı iki şey. Kabloyla. .( buradan oligarkı alalım isterim.) Direniş biraz zor. "Devrim konusundaki bunca heyecan, tarihin kendini yaratmasına bunca düşkünlük ve bütün bu anıtsal tutumlar tarihi kanıksamış olmamızın bir sonucudur. Yüzyılları sanki bir kitabın sayfaları gibi görmeye alışmışız ve ne zaman bir eşek anırsa, geleceğin borazanlarını duyduğumuzu iddia ederiz. Yalnızca bireylerde değil halklarda da bir ikiye bölünme meydana geldi. Üstelik, her şeyi tarihin gözüyle gördüğümüz için, sonunda az çok başarı kazanacak olan düşüncelerle, soyut kavramlarla yargılıyoruz her şeyi, bir insanın ne olduğunu da artık bilmiyoruz. Başka bir deyişle, öğretile