Aşk, Gurur Ve Önyargı |
Jane Austen'la devam edelim.
Kanatların olunca mı uçacaksın? Ya kanatların hiç olmazsa. Bu riski nasıl göze alabilirsin. Bu bir risk mi?
Özgür olmak düşüncesi asırlardır var, özgür olma fikri asırlarca evrildi.
Ne yapılabilinirdi, kanat takıp uçmak dışında, toplumun üzerinize fırlattığı baskılardan kaçmak için; herkese meydan okumak.?
'Bunu bir kadın nasıl yapabilir?' günümüzün yagane sorusu-sorunsalı.
Bir kadın hayatını idame ettirebilmek için, zengin bir eş bulurdu orta çağlarda. Yeni çağlarda? Maalasef Yakın çağlarda da?
Hatta daha da vahimi, kadın seçmezdi, seçilirdi. At gibi yarıştırılırdı kadınlar hünerleri üzerinden. Alt sınıf - Üst sınıf çatışması içinde, rütbe rütbe paylaşılan, mutluluğu asla gözetilmeyen, kendilerinin de zaten mutlu olma kiriterleri olmayan kadınlar.
Sanki günümüzde farksız gerçi. Zenginlik evlenmek için evet oldukça mantıklı ve makul bir seçenek. Peki sırf zengin diye, saygısız, edep yoksunu, ata-erkil, kaba, kendini beğenmiş, bencil bir insanın tercih edilebiliyor olması ne kadar mantıklı? Hiç.
Artık, ortaçağ zihniyeti, adıyla üzerimizde değil. Kadınların, var olması ve hayatını idame ettirebilmesi için zengin bir adamla evlenmesine gerek yok. Hatta evlenmesine bile gerek yok.
Evlilik o zamanlar bir ihtiyaç mıydı ?
Yirmi üç yaşını geçmiş kadına yapılan “evde kaldın” baskısı normal miydi?
Evde beş kızıyla bir anne ve baba ne yapardı?
İllaki herkes evlenecek miydi?
Kadınlar çalışınca kendi ayakları üzerinde durunca, aşık olmak çok da gerekli değil miydi peki?
Aşk her şeyin önüne geçer miydi?
Geçmeli miydi? Ya da olabilecek tüm olasılıklara karşı çok mu ön yargılıyız?
Hep sorduk, yine soruyoruz.
Jane Austen’nın romanı bana bunları yazdıran.
-Aşk,Gurur ve Önyargı.
Filmi de güzeldir.
Charlotte Bronte -Jane Eyre |
Charlette Bronté'nin Jane Eyre'i;
19. yüzyıl İngiliz edebiyatı örneği.
On Dokuz hani şu kabarık elbiseleri, abartılı mimarisi, gösterişli sanatları, tarihi gariplikleri, türlü çelişkileri olan dönem. Victoria dönemi.
Bu dönemin bu şekilde adlandırılmasının sebebi kraliçe Victoria'dan ötürü. Kendisi 1837-1901 yıllarının Britanya kraliçesi.
Döneme adının verilmesinin sebebiyse de kadının yapmış olduğu her şeyin moda olması.
Jane Eyre'de buram buram 1800'lü yıllar romanı.
Bir yanda gösterişli kabarık elbiseli, üst- orta üst segment insanlar diğer tarafta onlara hizmet edenler, başka tarafta düşük alt sınıf. Şaşalı garip hayatların içindeki samimiyetsiz gülüşler. İşin aksi, tüm bu şaşaya skolastik düşünce hakim; sınıfsal ayrımlar, erkek egemen bir Avrupa söz konusu.
Yani idealist kadınların yeter artık deyip fışkırma zamanları.
Jane de işte tam bu noktadan taşıyor.
Adı Özgürlük şarkısı.
Sorgulayan, düşünen, öğrenen, öğreten, hisseden, hissettiğini söyleyen; bilgili, özel ve güzel kadınların var olabildiğinin, her dönem ne yapılırsa yapılsın var olabileceğinin ilmek ilmek işlendiği bir Roman Jane Eyre.
İçerikteki kurgu aslında, kitabın esas amacının yanında sadece kurgu. Varacağı noktaya vardı çünkü kitap.
Tüm o karmaşanın, süssüz huzuru bu kitap; diliyle yalınlığıyla, hatta uzayıp giden noktalı virgülleriyle bitmeyecek bir kitap, asla bitmeyecek bir edebiyat ürünü, asla solmayacak bi klasik; var olma öyküsü.
Kimsesiz bir kızın, kendine kimse oluşunun hikayesi.
Aynı isimli filmi de güzel.
Mevzu evet, güçlü kalabilmek..
1.) Damızlık Kızın Öyküsü - Margaret Atwood
2.) Kendine Ait Bir Oda - VirginiaWoolf
3.) Gurur ve Önyargı - Jane Austen
4.) Jane Eyre - Charlotte Brontë
Yorumlar
Yorum Gönder