
Bundan bi kaç ay önce Buzdokuz'u alıp elime okuyana kadar dergilerle ilişiğim, popüler kültürün dayatmalarını sansürleyip sadece sevdiğim mevzulardan ve kişilerden bahseden dergileri almaktan ibaretti. Çünkü bi'şey öyle çok olunca, yitiriliyor başka bi'şeyler. Etraf sonra zihni yormayan işlerle, herkesleşen seslerle, aynılaşan hepimizle doluyor.
O yüzden durup durup ağzımızı yayıp şiir, öykü, roman falan yazmamalıyız, her şeyin bi oluru var. Türedik sağolsun sosyal mecralar, akışıyoruz ha bire, layk alıyor diye attıklarımız güzel yazıyor değiliz, sözüm meclisle beraber tüm milletvekillerine.
O yüzden biraz iyi dergi lütfen.
"Dergilerin sürgit büyük eserlerle donanması gerektiğini söylemek gerçekçi olmaz.
Malzeme bellidir. Beklentileri hem ideal hem de gerçekçi düzeyde belirlemek gerekirse şöyle: Bir derginin yazara, okura heyecan hissettirmesi gerekir.
Ancak bu heyecanda güncellikten ziyade, dinamizm önemlidir. Bir dergi, hangi konuya değinirse değinsin konuya yaklaşım biçiminde bir farklılık, son yaşanan günün getirdiği tecrübeyi de içeren "vüsatli bir bakış" içermelidir. O anlamda elbette güncellik de önemli.
Ancak salt güncellik özellikle genç şairlerin tek beklentileri hâline gelmiştir. Oysa bu, sadece "bana bakınız” anlamına geliyor olabilir.
Bu narsisizmi görmezden gelebiliriz, şayet dergide aradığım ikinci özellik varsa. Bu özellik, Türk şiir geçmişinden doğru düzgün haberdar olan ve nitelikli ile niteliksizi ayırt eden ayırt etmekle yetinmeyip samimiyetle dergiye yansıtan- bir editörün varlığını hissetmektir.
Benim için kıymetli bir tarih Mayıs 2021.
İlk kez bir dergide ben de varım. Ve bu dergi kaç aydır bas bas çok beğendiğimi söylediğim Buzdokuz. Beşinci sayısı. İnanılmaz heyecanlı ve mutluyum :)
Yorumlar
Yorum Gönder